Karanlık Mod
12-02-2025
Logo
?Fetva: 03 – Tüp bebek tedavisi hakkında dinin hükmü nedir
   
 
 
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla  
 

Soru:

Saygıdeğer hocam Muhammed Ratıb en-Nablusi,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Ben 13 yıllık evliyim. Evliliğimizden beş yıl sonra çocuk sahibi olduk. Şimdi tekrar anne olmak istiyorum. Daha önce çok tedavi gördüm ama hiç birinden sonuç alamadım. Doktorlar önümde tüp bebek tedavisi dışında bir seçenek olmadığını söylüyorlar. Benim durumum hakkında dinin hükmü nedir?
Allah sizden razı olsun.

Cevap:

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla, Salât ve Selam dürüst ve sözünün eri olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’in üzerine olsun. Şöyle ki:
Kıymetli kardeşim,
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Sorunuzun cevabı şu şekildedir: 
Tüp bebek konusunun kendine has sakıncaları ve özel durumları vardır. Şimdi anlatacaklarım değerli bir doktorun Şam’daki Osman Camii’nde verdiği dersin bir kısmıdır:
Tüp bebek konusunda İslam Fıkıh Şurası’nın 5. Karar maddesinde şöyle söylenmektedir: Günümüzde bilinen yedi tane suni döllenme yöntemi vardır.
 • Birincisi: Erkekten alınan sperm ile bu adamın eşi olmayan bir kadından alınan yumurta döllenir, sonra da döllenen yumurta adamın karısının rahmine yerleştirilir. Yani sperm erkekten (kocadan), yumurta ise bu adamın hanımı olmayan başka bir kadından alınır. Döllenmiş olan yumurta da adamın karısının rahmine yerleştirilir. İlk yöntem budur. 
 • İkinci yöntem: Sperm koca dışındaki bir erkekten, yumurta da evli olan kadından alınıp, evli kadının rahmine yerleştirilir. Bu da ikinci yoldur.
 • Üçüncü yöntem: Evli çiftlerin sperm ve yumurtaları arasında dış döllenme yapılır. Döllenen yumurta da gönüllü olarak bu işi yapan taşıyıcı annenin rahmine yerleştirilir. 
 • Dördüncü yöntem: Yabancı bir erkeğin spermi ile yabancı bir kadının yumurtası dış döllenme işlemi ile alınıp evli kadının rahmine yerleştirilir. 
 • Beşinci yöntem: Eşlerin sperm ve yumurtası ile dış döllenme yapılır, döllenen yumurta diğer hanımın rahmine yerleştirilir.
 • Altıncı yöntem: Evli çiftlerden sperm ve yumurta alınır, dış döllenme yapılır ve döllenmiş yumurta yine çiftlerden hanımın rahmine yerleştirilir. 
 • Yedinci yöntem: Evli erkeğin spermi alınarak hanımının vajina ya da rahminin uygun bir yerine enjekte edilir ve iç döllenme yapılır.
Karar:
İlk beş yöntem İslam hukuku tarafından yasaklanmıştır, bizzat kendisi veya soyların karışması, annelik vasfının kaybolması ve bunlardan kaynaklanan sakıncalar nedeniyle kesin olarak yasaktır. Altıncı ve yedinci yöntemlere gelince, Meclis heyeti gerektiğinde bunlara başvurulmasında bir sakınca görmemiş, gerekli bütün tedbirlerin alınmasının zorunlu olduğunu da vurgulamıştır.
Elimizde yedi yöntem var, ilk beş yöntem kesinlikle haramdır. Çünkü bunlar tamamen zina ile uyumlu yöntemlerdir. Ama erkeğin spermi ile hanımının yumurtasının alınıp yine hanımının rahmine yerleştirilmesi dinen uygun görülmüştür. Ama tabi bu, tüm tedbirler alınarak yapılmalıdır. 
Mekke alimlerinden biri ile görüştüm ve bana şöyle dedi: “Ben bunu yasaklayan bir fetva verdim.” Ben de “delilin nedir?” diye sordum. Şöyle cevap verdi: “Olan şu, erkekten binlerce sperm alınırken kadından bir miktar yumurta alınıyor ve bir takım girişimlerde bulunuluyor. Doktor takva sahibi, dini konulardan anlayan bir müslümansa, adamın spermi ile kadının yumurtasını alır ve döllenmeyi başarı ile tamamlar, kalan sperm ve yumurtalar da telef olur gider, bu doğrudur. Ama yapılan nedir? 
Bazen doktor başarısız olmaktan hoşlanmaz. Eğer işlem başarılı olmazsa başka bir adamın spermini alabilir, bunu kim bilebilir? Yani çok fazla hata olasılığı vardır. Bunu yapan doktorun üst düzeyde takva sahibi, dindar bir kişi olması gerekir. Aksi takdirde kimse bilmeden problemini çözer ve operasyonunu başarıyla tamamlamış olur.”
Değerli kardeşlerim;
Bir seferinde değerli bir hanım kardeşimizden bir mesaj almıştım, şöyle diyordu: “Bir takım doğrulamalardan sonra ifade etmek isterim ki, bazı bir birine yakın Arap ülkelerinde kadınların kısırlık tedavisinde şöhreti her yere yayılmış bir doktor vardı. Sonra ortaya çıktı ki bu doktor çiftlerden erkekte sorun olduğunu anlayınca kendisine tedavi için gelen kadın için farklı bir şekilde dölleme gerçekleştiriyormuş.” Kardeşimiz diyor ki: “Bu mesajımı öğrencilerinize okumanızı rica ediyorum ki, bu doktordan kendilerini korusunlar.” Yani kişinin çok titiz olması gerekir. Zira tüp bebek konusu çok önemli ve üzerinde çalışılması, incelenmesi gereken bir konudur. 
Peki, Mekkeli bu alime sen Fakihler Meclisinin kararının aksine fetva verip bunu nasıl haram addediyorsun diyebiliriz.
Bu alim Sedd-i Zerai (kötülüklerin önüne geçilmesi) kapsamında tüp bebek konusuna haram olarak fetva vermiştir. Bu yasaklama halen yürürlüktedir. Bazen bir şarap dükkânına üzüm satmak haram kılınır. Sen üzüm yetiştirirsin, onları da sadece suyunu sıkıp şarap üretecek fabrikalara satarak tüketirsin, o zaman bu haramdır. Sen şarap yapılsın diye üzüm üretmiş olursun. Bu durumda üzüm yetiştirmeyi yasaklayabilir misin? Evet, biz üzümü sedd-i zerai yani haramın önüne geçme hükmü sebebiyle yasaklarız. Peki, bu şer-i hükmün Kuran’dan kaynağı nedir? Allah Teala şöyle buyuruyor:

﴾ وَلَا تَسُبُّوا الَّذِينَ يَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَسُبُّوا اللَّهَ عَدْواً بِغَيْرِ عِلْمٍ ﴿

[ سورة الأنعام ]

“Onların, Allah’ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah’a söverler.”  

[ Enam Suresi ]

Bir insana sövmek yasaktır. Sen ona sövdüğünde ilahının sövülmesine sebep olursun. İşte bu, kötülüğün, haramın önüne geçme, sedd-i zerai ilkesidir. Bu konu tüp bebek konusuyla da ilgilidir. 

Dr. Muhammed Ratıb en-Nablusi

Mevcut Diller

Resmi Gizle